BİR ERGÜN KAZANIR HİKAYESİ – AVUKATI MISIN?

 BİR ERGÜN KAZANIR HİKAYESİ – AVUKATI MISIN?

Merhabalar, gününüz aydın, kalbiniz aydınlık ve içiniz de huzur dolu olsun. Bugün ki yazımızın konusu sosyal medya fenomeni Avukat Ergün Kazanır. Geçtiğimiz aylarda piyasaya çıkan kitabı hakkında konuşacağız.Hiç beklemeden hemen Ergün Kazanır tarafından kaleme alınan AVUKATI MISIN? adlı kitabı konuşalım.

Öncelikli olarak söylemeliyim ki ,sosyal medyanın içerisinde birisi olarak ilk günden beri Ergün Bey’i takip etmekte ve yaptığı paylaşımların tamamını okumaktayım.Bir anda nereden geldiği belli olmayan bir adam sosyal medya sahnesinde çoktan yerini almıştı. Her geçen gün takipçi sayısı artmakta, insanlar birbirlerine kim bu Ergün Kazanır diye sormaktaydı.İlk başlarda hesabın parodi olduğu bilinmiyor, herkes Ergün Kazanır’ı emekli bir hakim zannediyordu.Zaten profil fotoğrafında da yaşlıca bir adam vardı.Gün geçtikçe Ergün Bey’in popülerliği artıyor, paylaştığı twitler binlere, on binlere ulaşıyordu.
Herkesin aklında şu soru vardı: KİMDİ BU ERGÜN KAZANIR?
Bu soruya çok uzun bir cevap verilebilir ancak şimdi yazıda Ergün Kazanır’ın kim olduğunu değil, kendisi tarafından kaleme alınan ve bir hafta kadar önce piyasaya çıkan kitabından bahsedeceğiz.
Kitabın satışa sunulduğunu Twitter’da gördüğüm anda hemen siteye girip siparişi verdim. 240 karakterde çok şey anlatabilen bir adam acaba 137 sayfada ne anlatmış olabilirdi diye merak ediyordum. Kitabın bana ulaşması bir hafta kadar sürdü.Dün öğle saatlerinde kitap kargo tarafından eve bırakılmıştı. Evde değildim ama eve gitmek için sabırsızlanıyordum.Eve gittim, üstümü değiştirdim, yemek masasına oturmadan kitabı kargo paketinden çıkardım ve hemen ilk sayfasını açtım, biraz okudum.Ama yemek esnasında tam odaklanamayacağım için hızlıca yemeğimi yedim ve kitabı da alıp kanepe sırt üstü uzandım.
Gün içinde çok koşuşturduğum için yorulmuştum.Kitabın en azından 30-40 sayfasını okuyabilirim diye düşünüyordum kendi kendime.Okudukça okuyordum, kitabı okurken bir kere bile kaçıncı sayfada olduğuma bakmadım. Sayfaları hızlıca okuyor, bazı cümlelerin altını çiziyordum.Ergün Kazanır, hukuk fakültesini nasıl kazandığını, Tahsin ağabeyi ile arasındaki samimiyeti anlatıyor, fakültede yaşadıklarından bahsediyordu.Hukuk fakültesinde okuyan ve bitiren birisi o satırları okuduğunda heyecanlanır.Ben de heyecanlandım haliyle, ta ki Nurcan mevzusuna gelene kadar, içinizden kim bu Nurcan dediğinizi duyar gibi olduğumu söylemeliyim. Nurcan’ın kim olduğunu iki satırda anlatmamın mümkün olmadığı çok açık, merak edenler kitabın tamamını okumalılar.
Saatler ilerlemişti ama ben saatin farkında bile değildim. Açık, anlaşılır ve sade bir dille yazılan kitabı tereyağının üzerinde kayar gibi okuyordum.Bir baktım ki kitap bitmişti ama anlatılacak daha çok şey vardı.Ergün Kazanır’ın hikayesi daha yeni başlıyordu.Tat damağımızda kalmış açlığımız sona ermemiş, karnımız hala gurulduyordu.
Kitap içerisinde bulunan şiirlerin kitapta anlatılanlara nazaran eksik kaldığını, daha iyi yazılabileceğini düşünüyorum.Bunu Ergün Bey’in kendisine de ilettim. Umuyorum ki emeklerinin karşılığını alır.

Ergün Kazanır’a sadece benim değil herkesin merak ettiği soruları sordum kendisi de cevapladı, bir kez daha buradan teşekkür ediyorum.

1- Kitap yazmaktaki amacınız nedir?
Sosyal medyada yapmaya çalıştığım mizahı ve hikayeleri ölümsüzleştirmeye çalıştım diyebilirim. Dışarıdan göründüğü gibi olmayan mesleğimizin iç dünyasında neler olduğunu  anlatmaya, mesleki ve özel hayattaki bazı sıkıntıları da mizah yolu ile anlatmaya çalıştım, unutmayın ki gülerken okunan şeyler akılda kalır. Bunda başarılı olabildim mi? Bunu hep birlikte göreceğiz. En iyi ihtimal ile kitap dünyasına bir eser bıraktım, en kötü ihtimalle kendime ve çocuklarıma bir anı, neresinden bakarsanız kazançlı bir iş, Ergün Kazanırlık bir iş yani.
2- Kitap satışlarından şimdiye kadar memnun musunuz?
Yazarlık tecrübem olmadığı için satış rakamları nasıl yorumlanır bilmiyorum, beni çok da ilgilendirmiyor açıkcası, ancak günde 100’e yakın “kitabı sorduk yok” mesajı alınca sevinsem mi üzülsem mi bilemiyorum. Tek dileğim okumak isteyen herkese ulaştırabilmek.
3- Kitaba gelen tepkiler ve mesajları okuyorsunuz, sizce kitabınız beğenildi mi?
Kitaba gelen eleştirileri okuyorum, Dostoyevski ile kıyaslayan da var Şeyma subaşı ile de. Aslında bunlar okumadan eleştirenler, çünkü ben ne edebiyat dünyasına bir soluk getirdim, ne de hayatımı yazdırdım. Kitap çıkaran insanların eleştirilmesine karşıyım, tik tok çekmek bu kadar eleştirilmedi bu ülkede, alma okuma ama çamur da atma. Güzel yorumlar geliyor şu anda, eleştirel tek yorum sizden geldi.Eleştiriler çok kıymetli elbet ama dediğim gibi ilk tecrübe, mazur görülsün bazı hatalar.
4- Kendinizi göstermeyi düşünüyor musunuz?
Kendimi göstermeyi düşünmüyorum, işin büyüsü kaçabilir bu birinci neden, yıllarca Güzin ablaya yazdılar ama gerçek kimliğini bilmiyordu birçokları, kitap olunca imza meselesi söz konusu oldu, belki yapılabilir ancak sosyal medya hesaplarından yüzbinlerce kişiye ben buyum diyerek görüntü vermeyi düşünmüyorum, en ufak bir TV haberinde üç beş saniye de olsa insanlar kendini göstermek ve tanınmak isterken benim bu düşüncem garip gelebilir ama inanın tanınır olmak çok da matah bir şey değil bence, çünkü Ergün Kazanır sahada avukatlık yapıyor, icradan dosya çıkartıyor, duruşmalara gidiyor, tanınmamak çok daha güzel geliyor böylelikle kitap ile ilgili objektif eleştirileri de daha rahat duyabilirim.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir