PARAZİT

PARAZİT

 

Yönetmen: Bong Joon-ho

Ülke: Güney Köre

Cins: Sinema filmi

Tür: Gerilim, komedi

Çıkış tarihi: 30 Mayıs 2019

Ödüller: En iyi film Oscarı, Altın Palmiye

 

KONU

Film temel ihtiyaçlarını karşılamakta dahi zorluk çeken Kim ailesinin, zengin olan Park ailesinin yanında türlü oyunlarla iş edinme çabası ve sonuçları üzerine ilerliyor. Ki-woo’nun Min-hyuk adlı arkadaşının Park ailesinin kızı Da-hye’ye ingilizce ders vermesini istemesi üzerine gelişiyor olay. Ki-woo önce kız kardeşini terapist, resim öğretmeni olarak Park ailesine kabul ettiriyor. Sonrasında Kim ailesinden baba ve anne de Park ailesinde türlü oyunlarla birbirinden bağımsız tipler olarak yer ediniyorlar.

Parazit, bir canlıya bağımlı olarak yaşayabilen ve üzerinde yaşadığı canlıya zarar da verebilen organizmalara denir.  Film, Kim ailesinin Park ailesi üzerindeki parazit yaşam öyküsü olarak da nitelendirilebilir. Ki bu nitelendirme filmin adının bize hissettirdikleridir.

Yazıda spoiler içeren yerler olacak bu yüzden filmi izledikten sonra okuyunuz.

 

TAHLİL

Film yukardakiler ve aşağıdakiler olarak özetlenebilir. Filmde kapitalizm ve sosyal adaletsizlik Park ailesi ve parazitleri arasındaki ilişkilerden gözlemlenebilir. Yalnız burada parazit sadece Kim ailesi olarak görülmeyebilir de. Kim ve Park ailesi karşılıklı bir parazit ilişkisi halindeler. Aşağıdakiler yukarıdakileri barınma, yeme vs sömürürken yukardakiler de aşağıdakilerin emeklerini, hayatlarını sömürüyor. Yukardakilerin konforunu aşağıdakiler yaratıyor da denebilir. Karşılıklı parazit ilişkisini okuduğum sahne Kim ailesinin babasıyla Park ailesinin babası arasında arabada geçen sahne, eski hizmetçinin kovulduğunu ve evi birkaç güne pisliğin götüreceğini bahsettiği sahneydi. Bir diğer sahne de Park ailesinin babasının merdivenlerden çıktığı sahnede yıllardır bodrum katta yaşayan adamın kafasıyla ışıkları yaktığı sahne.

Filmdeki metaforlara da değinecek olursam… Filmin ana metaforu taş olsa gerek. Filmin ilk sahnelerinde tüm odağı üzerine çekip filmin gidişatını da taş belirliyor. Bir diğer metafor ise merdivenler. Merdivenler aşağıdakiler ve yukardakileri ayıran keskin bir sınır gibi. Merdivenler olmasa Kim ailesinin yoksulluğu ve çaresizliği daha iyi anlatılamazdı bence. Filmin gidişatını belirleyen bir diğer metafor ise kokuydu. Aşağıdakilerin üzerlerine sinmiş ve onlara her daim sistemdeki yerlerini anımsatıyor koku metaforu. Koku kimliklerinin bir parçası, bedenlerinin imzası gibi. Merdivenleri ne kadar çıkarlarsa çıksınlar kokuları ait oldukları yeri anımsatıyor onlara. Yağmur metaforu var bir de:

Filmdeki yağmur yukardakilerin gözünden ve aşağıdakilerin gözünden olmak üzere iki farklı duyguyu hissettiriyor seyirciye. Yukardakiler şiddetli yağmurun pisliği götürdüğünü dile getiriyor diyaloglarında ama aşağıdakilerin yağmur sonucunda pis yarı bodrum evlerini sel basıyor. Yukardakilerin pislik olarak gördükleri aşağıdakilerin hayatları oluyor.

Filmdeki taş figürünü yeniden ele alacak olursak. Taşın Güney Kore tarihinde uğur getirdiğine inanılıyor. Filmde Min-hyuk’ ‘ün bilge dedesinden armağan olarak Kim ailesine verdiği taşın da zenginliği sembolize ettiği anlatılıyor seyirciye. Ama yağmurun yağdığı ve Kim ailesinin evini sel bastığı sahnede taş yüzeyde hareket ediyor. Ve taşın umuttan çok bir hayal kırıklığı olduğu okunuyor. Taş filmin sonlarına kadar koruyor varlığını. İki ailenin kaderinin değiştiği sahneye de Ki-woo’ nun kendi elleriyle selden kurtardığı taş sebep oluyor.

Zengin olmasına rağmen mi? Zengin olduğu için mi?

Park ailesinin doğum günü kutlaması için kampa gittikleri sahnede Kim ailesinin salonda gerçekleştirdikleri diyaloglarda Park ailesinin annesi ise zengin olmasına rağmen değil, zengin olmasına rağmen iyi ve saf biri olduğunu dile getirir Kim ailesinin babası. Kim ailesinin annesi ise zengin olduğu için iyi olduğunu vurguluyor.

Peki, sizce zenginlik ve iyilik arasında bir orantı olabilir mi?

Dün iyiyi güzeli savunan bugün eline gücü alınca geçmişte neyi savunduğunu unutur. Buna yakın çevremizde rastlayabileceğiniz gibi politikada da rastlayabiliriz. Filmde de sorunun cevabını alabiliyoruz kısa zamanda. Zengin olduğu için iyi olduğunu söyleyen Kim ailesinin annesi gücü eline alınca eski hizmetçi ve kocasını polise vermek için tehditten kaçınmıyor. Keza eski hizmetçi de gücü eline alınca Kim ailesine şantaj yapmaktan geri durmuyor. Bu sebepten ne kadar gücün/paran varsa iyisin anlayışı hatalara kılıf uydurmaktan ileri gitmiyor.

 

  • Yönetmen filmde tek bir türe yoğunlaşmıyor, komedi ve gerilimi öylesine harmanlıyor ki bir kopukluk hissettirmiyor. Ayrıca filmin çekim açılarıyla Kim ailesinin yoksulluğunu, Park ailesinin zenginliğini pekiştiren bir açı kullanılıyor. Kim ailesini izlerken daralan nefesimiz, Park ailesinin sahnelerinde ferahlıyor.

En iyi film oscarını kazanan ilk yabancı film olarak Güney Kore’’yi gururlandıryor Bong Hoon- ho. Özgün senaryosuyla izleyenlere iyi ki izledim dedirten bir film.

 

Keyifli okumalar

 

 

 

 

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir