TRAFİK KAZASINDAN DOĞAN DAVALARDA YETKİ

“İçtihat Metni”MAHKEMESİ : Bakırköy 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 20/01/2015
NUMARASI : 2014/373-2015/19

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın yetki yönünden usulden reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı/karşı davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı ve karşı davalı vekili, müvekkili M.. A..’ın maliki olduğu aracın hızla kavşağa giren davalı tarafa ait aracın çarpması sonucu hasarlandığını, Bakırköy 6. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/151 D.iş. Sayılı dosyası ile delil tespiti yaptırdıklarını, 177,00 TL çekici ücreti ödediklerini, tamirde kalan süre içinde gidip gelemediğini, bu sebeple 1.000,00 TL hasar tazminatı, 300,00 TL değer kaybı, 200,00 TL yol gideri tazminatı ve 100,00 TL çekici ücreti olmak üzere toplam 1.600,00 TL ‘nin 20.10.2014 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Davalı ve karşı davacı E.. Y.. vekili, davalı M.. A..’ın maliki ve sürücüsü olduğu ……. plaka sayılı otomobil ile ters yola giderek, müvekkilinin maliki olduğu ve kaza sırasında sürücü diğer davalı R.. H..’nun yönetimindeki aracın hasarlanmasına neden olduğunu belirterek karşı dava olarak fazlaya dair talep hakları saklı kalmak üzere şimdilik 2.000,00 TL tamir gideri, 1.000,00 TL değer kaybı olarak toplam 3.000,00 TL zararın 20.10.2014 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsilini, olayın Büyükçekmecede meydana gelmesi nedeniyle yetkili mahkemenin Büyükçekmece Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, dosyanın yetkisizlik kararı verilerek yetkili Büyükçekmece Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan delillere göre; yetkisizlik nedeni ile davanın usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı/karşı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

6100 sayılı HMK.’nun genel yetkiyi düzenleyen 6. maddesininin 1. fıkrasına göre; “Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.” Yine aynı Yasa’nın 16. maddesinde ise, “Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir.” hükmü yer almaktadır.
Diğer taraftan 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 110. maddesi ile….. Genel Şartlarının C.7. Maddesinde ise “Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentanın bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi, kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir.” ifadesine yer verilmiştir.
Bir davada, birden fazla genel ve özel yetkili mahkeme varsa, davacı bu mahkemelerden birinde dava açmak hususunda bir seçimlik hakka sahiptir. Davacı, davasını bu genel ve özel yetkili mahkemelerden hiçbirinde açmaz ve yetkisiz bir mahkemede açarsa, o zaman şeçme hakkı davalılara geçer.
Somut olayda; kaza Büyükçekmece yetki sınırları dahilinde gerçekleşmiştir. Ancak davacı, ikameti olan Bakırköy’de dava açmıştır. Mahkemece, yetki itirazının reddine karar verilerek davaya devam edilmesi gerekirken, yetkisizlik kararı verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı/karşı davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı-karşı davalıya geri verilmesine 01.10.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Görevli ve Yetkili Mahkeme:MADDE 110 – (Değişik madde ve başlığı: 6099 – 11.1.2011 / m.14) İşleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dâhil, bu Kanundan doğan sorumluluk davaları, adli yargıda görülür. Zarar görenin kamu görevlisi olması, bu fıkra hükmünün uygulanmasını önlemez. Hemzemin geçitte meydana gelen tren-trafik kazalarında da bu Kanun hükümleri uygulanır.Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir.

T.C.YARGITAY17. HUKUK DAİRESİE. 2014/11074K. 2014/10181T. 26.6.2014• TRAFİK KAZASI SEBEBİYLE TAZMİNAT İSTEMİ ( Haksız Fiilden Doğan Davada Yetki – Haksız Fiilden Zarar Görenin Yerleşim Yerinde de Dava Açılabileceği )• HAKSIZ FİİLDEN DOĞAN DAVALARDA YETKİ ( Trafik Kazası Sebebiyle Tazminat İstemi – Davanın Zarar Görenin Yerleşim Yeri Mahkemesinde de Açılabileceği6100/m. 16ÖZET : Haksız fiilden doğan davalar zarar görenin yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir. DAVA : Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın yetki yönünden reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARAR : Davacı vekili, davacının işleteni olduğu aracın davalıların sürücüsü, işleteni ve trafik sigortacısı olan araçla çarpışması sonucu yaşanan kazada davacının aracının hasarlandığını, hasar bedelinin karşılandığını ancak araçta oluşan değer kaybının karşılanmadığını belirterek 500 TL değer kaybının sigorta şirketi açısından dava, diğer davalılar açısından ise kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı sigorta şirketi vekili, davalı tarafça ibraname alınarak ödeme yapıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Diğer davalılar cevap dilekçesi vermemişlerdir. Mahkemece, toplanan delillere dayanılarak; HMK 7/1 maddesi uyarınca mahkemenin yetkisizliğine, talep halinde dosyanın yetkili olan Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava trafik kazası sebebiyle maddi tazminat istemine ilişkindir. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6100 Sayılı HMK 16.maddesinde haksız fiilden doğan davaların zarar görenin yerleşim yeri mahkemesinde de açılabileceği düzenlenmiştir. Somut uyuşmazlıkta, davacı şirketin ikametgah adresi olan Ankara’da haksız fiilden ( trafik kazası ) kaynaklanan davayı açtığına göre işin esasının incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde yetkisizlik kararı verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan sebeplerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istenmesi halinde temyiz eden davacıya iadesine, 26.6.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi. 
T.C.YARGITAY17. HUKUK DAİRESİE. 2014/12325K. 2014/9791T. 23.6.2014• YETKİLİ MAHKEMENİN BİRDEN FAZLA OLMASI ( Trafik Kazasından Kaynaklanan Maddi Tazminat İstemi – Bir Davada Birden Fazla Genel ve Özel Yetkili Mahkeme Varsa Davacı Bu Mahkemelerden Birinde Dava Açmak Hususunda Bir Seçimlik Hakka Sahip Olduğu )• TRAFİK KAZASI ( Yetkili Mahkemenin Birden Fazla Olması – Bir Davada Birden Fazla Genel ve Özel Yetkili Mahkeme Varsa Davacı Bu Mahkemelerden Birinde Dava Açmak Hususunda Bir Seçimlik Hakka Sahip Olduğu/Davacı Davasını Bu Genel ve Özel Yetkili Mahkemelerden Hiçbirinde Açmaz ve Yetkisiz Bir Mahkemede Açarsa O Zaman Seçme Hakkının Davalıya Geçeceği )• MADDİ TAZMİNAT İSTEMİ ( Yetkili Mahkemenin Birden Fazla Olması – Davacı Vekilinin Davayı Haksız Fiilden Zarar Gören Davacı Müvekkilinin Yerleşim Yeri Olan Ümraniye’nin Bağlı Olduğu İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesinde Açtığı Gözetilerek Mahkemece Yetki İtirazının Reddi İle İşin Esasına Girilmesi Gerektiği )• HAKSIZ FİİLDEN DOĞAN DAVADA YETKİLİ MAHKEME ( Trafik Kazasından Kaynaklanan Maddi Tazminat İstemi – Haksız Fiilden Doğan Davalarda Haksız Fiilin İşlendiği veya Zararın Meydana Geldiği Yahut Gelme İhtimalinin Bulunduğu Yer ya da Zarar Görenin Yerleşim Yeri Mahkemesinin de Yetkili Olduğu )6100/m.6,7,16ÖZET : Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir. Bir davada birden fazla genel ve özel yetkili mahkeme varsa, davacı bu mahkemelerden birinde dava açmak hususunda bir seçimlik hakka sahiptir. Davacı, davasını bu genel ve özel yetkili mahkemelerden hiçbirinde açmaz ve yetkisiz bir mahkemede açarsa, o zaman seçme hakkı davalıya geçer. Somut olayda, kaza Ankara’da meydana gelmiş, davalı sigorta şirketinin yerleşim yeri Şişli, davalılar-karşı davacıların Ankara olup, dava, haksız fiilden zarar gören davacının yerleşim yeri olan Ümraniye’ye göre İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesinde açılmıştır. Davacı vekilinin davayı, haksız fiilden zarar gören davacı müvekkilinin yerleşim yeri olan Ümraniye’nin bağlı olduğu İstanbul Anadolu 1.Asliye Ticaret Mahkemesinde açtığı gözetilerek, mahkemece yetki itirazının reddi ile işin esasına girilmesi gerekirken, yazılı olduğu biçimde karar verilmesi doğru değildir. DAVA : Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı yetkisizlik sebebiyle usulden reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı-k.davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARAR : Davacı vekili, müvekkiline ait aracın, davalılardan A… Tarımsal Yatırım Danış. San. ve Tic. Ltd. Şti’nin maliki, G… A.Ş’nin trafik sigortalısı, B. G. ‘in sevk ve idaresindeki aracın çarpması sonucu hasarlandığını belirtip, 3.143,29 TL hasar bedeli, 1.000,00 değer kaybı ve 479,25 TL mahrum kalınan kira bedeli olarak toplam 4.622,54 TL’nin davalılar B. G. ve A… Tarımsal Yatırım Danış. San. ve Tic. Ltd. Şti’den kaza tarihinden, davalı G… A.Ş.’den ise dava tarihinden işleyecek avans faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesinin, karşı davada ise karşı davacılar-davalılar A… Tarımsal Yatırım Danış. San. ve Tic. Ltd. Şti ve B. G. vekili davaya konu trafik kazası sonucu müvekkilinin aracında meydana gelen değer kaybı ile araç mahrumiyeti olarak şimdilik 2.000,00 TL’nin kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davacı-karşı davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalılar-karşı davacılar B. G. ve A… Tarımsal Yatırım Danış. San. ve Tic. Ltd. Şti. vekili, yetki itirazında bulunup, kusura itiraz etmiş ve davacı aracındaki hasarın trafik sigortası tarafından karşılandığını vedeğer kaybı ile gelir kaybı isteminin fahiş miktarda olduğunu ileri sürerek davanın reddini savunmuşlardır. Davalı G… A.Ş. vekili, kazanç kaybı ve değer kaybı talebinin teminat dışı olduğunu belirtip, talep edilen bedellerin gerçeği yansıtmadığını bildirerek davanın reddini karar verilmesini istemiştir. Mahkemece tüm dosya kapsamına göre Ankara Mahkemelerinin haksız fiilin vuku bulduğu yer mahkemesi olarak tüm taraflar yönünden ortak yetkiyi taşıyan mahkeme olduğu ve HMK’nin 7/1.maddesine göre ortak yetkili mahkemenin yetkisinin kesin olması sebebiyle dava dilekçesinin yetkisizlik sebebiyle usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı-k.davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava ve karşı dava trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir. 6100 Sayılı HMK’nin genel yetkiyi düzenleyen 6.maddesinin 1.fıkrasında “Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.” hükmüne yer verilmiştir. Aynı Kanunun 16.maddesinde ise, “Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir.” hükmü yer almaktadır. Bir davada birden fazla genel ve özel yetkili mahkeme varsa, davacı bu mahkemelerden birinde dava açmak hususunda bir seçimlik hakka sahiptir. Davacı, davasını bu genel ve özel yetkili mahkemelerden hiçbirinde açmaz ve yetkisiz bir mahkemede açarsa, o zaman seçme hakkı davalıya geçer. Somut olayda, kaza Ankara’da meydana gelmiş, davalı sigorta şirketinin yerleşim yeri Şişli, davalılar-karşı davacılar B. G. ile A… Tarımsal Yatırım Danış. San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin Ankara olup, dava, haksız fiilden zarar gören davacının yerleşim yeri olan Ümraniye’ye göre İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesinde açılmıştır. Davacı vekilinin davayı, haksız fiilden zarar gören davacı müvekkilinin yerleşim yeri olan Ümraniye’nin bağlı olduğu İstanbul Anadolu 1.Asliye Ticaret Mahkemesinde açtığı gözetilerek, mahkemece yetki itirazının reddi ile işin esasına girilmesi gerekirken, yazılı olduğu biçimde karar verilmesi doğru değildir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan sebeplerle davacı-k.davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istenmesi halinde temyiz eden davacı-davalı E… Tarım Oto Kir. Paz. Ltd. Şti’ne iadesine, 23.06.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi. 

YARGITAY 17. HUKUK DAİRESİ

Esas No:2014/541
Karar No:2014/1462

♦KASKO SİGORTALI ARACA DAVALININ ZORUNLU MALİ SORUMLULUK SİGORTACISI OLDUĞU ARACIN ÇARPARAK HASARLADIĞI
♦YETKİLİ MAHKEME
DAVA : Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı sebeplerle verilen yetkisizlik kararının süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili, müvekkiline ait araca, davalıların işleteni, sürücüsü ve trafik sigortacısı olduğu aracın çarpması sonucu hasartandığını, kazanın meydana gelmesinde davalı sürücünün tam kusurlu olduğunu iddia ederek 1.500,00 TL hasar ve değer kaybı zararı ile 500,00 TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.

Mahkemece, H.M.K.nın 7. maddesi gereğince kaza yerinin ortak yetkili mahkeme olduğu ve kesin yetki sebebiyle mahkemenin yetkisizliğine, dava dilekçesinin usulden reddine, karar kesinleştiğinde dosyanın talep halinde Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.

6100 Sayılı H.M.K.’nın genel yetkiyi düzenleyen 6. maddesinin 1. fıkrasına göre; “Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.”, 7. maddesinde de,” davalı birden fazla ise dava, bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabilir. Ancak, dava sebebine göre kanunda, davalıların tamamı hakkında ortak yetkiyi taşıyan bir mahkeme belirtilmişse, davaya o yer mahkemesinde bakılır. Birden fazla davalının bulunduğu hallerde, davanın, davalılardan birini sırf kendi yerleşim yeri mahkemesinden başka bir mahkemeye getirmek amacıyla açıldığı, deliller veya belirtilerle anlaşılırsa, mahkeme, ilgili davalının itirazı üzerine, onun hakkındaki davayı ayırarak yetkisizlik kararı verir.” denilmektedir. Yine aynı Kanunun 16. maddesinde ise, “Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir.” hükmü yer almaktadır.

Diğer taraftan, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 110. maddesinde ise “Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa dair davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentanın bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi, kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir.” ifadesine yer verilmiştir.

Bir davada, birden fazla genel ve özel yetkili mahkeme varsa, davacı bu mahkemelerden birinde dava açmak hususunda bir seçimlik hakka sahiptir. Davacı, davasını bu genel ve özel yetkili mahkemelerden hiçbirinde açmaz ve yetkisiz bir mahkemede açarsa, o zaman seçme hakkı davalılara geçer.

Mahkemece, haksız fiilden kaynaklanan davada, H.M.K.’nın 16. maddesi gereğince tüm davalılar yönünden ortak yetkili mahkeme olan Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesi’nin yetkisinin H.M.K.’nın 7. maddesine göre kesin olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir.

H.M.K. 16. madde hükmü, H.U.M.K.’daki düzenlemeye oranla daha genişletilmiş ve ayrıntılandırılmıştır. Ancak, H.M.K.’da kesin yetki halleri açıkça sayılmış olup,haksız fiile dair davalardaki yetki, kesin yetki olmayıp, bir seçimlik yetkidir. Ortak yetkili mahkemede dava açılmasının zorunlu olması durumu, ancak zorunlu dava arkadaşlığına dair hükümlerin varlığı halinde uygulanır.

Yetki itirazının ileri sürülmesiyle ilgili kurallar H.M.K.nın 19. maddesinde düzenlenmiştir. Maddenin 4. bendine göre; “Yetkinin kesin olmadığı davalarda, davalı, süresi içinde ve usulüne uygun olarak yetki itirazında bulunmazsa, davanın açıldığı mahkeme yetkili hale gelir.”

Bu durumda, davacı seçimlik hakkını kullanarak davayı zarar gören sıfatıyla kendi ikametgahı olan Ankara’da açtığına göre, mahkemece, H.M.K.’nın 7. maddesi hatalı yorumlanmak suretiyle davalılar tarafından yapılmış usulüne uygun bir itiraz olmadığı halde, kesin yetki kuralından bahisle, yetkisizlik kararı verilmesi doğru görülmemiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan sebeplerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istenmesi halinde temyiz eden davacıya iadesine, 10.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. 
YARGITAY 17. Hukuk Dairesi
ESAS: 2014/1172
KARAR: 2014/1719

Davacı vekili, müvekkilinin işleteni olduğu araçla davalıların işleten, sürücüsü ve trafik sigortacısı olduğu aracın karıştığı trafik kazasında davacının aracının hasarlandığını belirterek fazlaya dair haklarını saklı tutarak toplam 28.000,00.-TL maddi ve 2.000,00.-TL manevi tazminatın sigorta şirketinden poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere olay tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle tahsilini talep etmiş talep etmiştir.

Davalı A… Ltd. Şti. ve İ…. vekili, yetkili mahkemenin davalıların yerleşim yeri olan Ç… Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

Davalı H… Sigorta A.Ş. vekili, zararın karşılandığını ve sorumluluklarının kalmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; haksız fiilin gerçekleştiği yer olan kaza yeri mahkemesinin tüm davalılar bakımından ortak yetkili yer olduğu, HMK’nin 7/I. maddesininde de ortak yetkili mahkemenin bulunması halinde davanın burada görülmesi gerektiği gerekçesi ile davanın yetkisizlik nedeniyle usulden reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dava trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.

1086 sayılı HUMK’nın 9. maddesinin 2. fıkrası; “Davalı birden fazla ise, dava bunlardan birisinin ikametgahı mahkemesinde açılır. Şu kadar ki, kanunda dava sebebine göre, davalıların tamamı hakkında ortak yetkiyi taşıyan bir mahkeme kabul edilmiş ise, davaya o mahkemede bakılır. Ancak davanın sırf davalılardan birini kendi mahkemesinden başka bir mahkemeye getirmek amacıyla açıldığı belirtiler veya başka delillerle anlaşılırsa mahkeme onun hakkındaki davayı ayırarak yetkisizlik kararı verir” hükmünü içermektedir (6100 sayılı HMK m. 6, 7). Yine aynı Yasa’nın 21. maddesinde ise “Haksız bir fiilden mütevellit dava o fiilin vuku bulduğu mahal mahkemesinde ikame olunabilir” hükmü yer almaktadır (HMK m. 16). Diğer taraftan, 2918 sayılı KTK’nun “Hukuki Sorumluluk ve Sigorta” başlıklı sekizinci kısmının beşinci bölümünde “Ortak Hükümler” ana başlığı altında “Yetkili Mahkeme” alt başlıklı 110. maddesinde ise; “Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi,kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir” ifadesine yer verilmiştir.

Bilindiği gibi ilke olarak bir davada, davalı sayısı birden fazla ise, dava bunlardan birisinin ikametgahı mahkemesinde açılabileceği gibi (HMK m. 7/I; HUMK’nın m. 9/II.c.1), aynı Kanun’un 16. maddesi uyarınca haksız fiilin vuku bulduğu, zararın meydana geldiği, zararın meydana gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir. Bunların yanında ve öncelikle 2918 sayılı KTK’nın 110. maddesi uyarınca, motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, ihtiyari ve zorunlu sorumluluk sigortası yapan şirketler aleyhine de işleten ve sürücü ile birlikte açılması halinde hem bu kanun hemdeHUMK’nın 9. maddesi (HMK m. 6) uyarınca bu davalılardan birinin ikametgahı mahkemesinde de açılabilir. KTK’nın 110. madde son cümlesinde yer alan kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de, dava açılabileceği kuralı kesin yetki kuralı olmayıp, davacıya tanınan bir seçimlik haktır. HMK’nin haksız fiillerde yetkiyi düzenleyen 16. maddesinde de esasen HMK’nin 7/I-2. cümlesindeki düzenleme anlamında kesin yetki sözkonusu değildir. Yasa koyucunun maddenin düzenlenmesinde ortaya koyduğu gerekçeden de bu durum anlaşılmaktadır. Adalet Komisyonu Gerekçesinde de haksız fiilden doğan davalarda uygulamada ve doktrinde oluşan görüşler dikkate alınarak haksız fiilin işlendiği yer dışında zararın meydana geldiği yer, gelme ihtimalinin bulunduğu yer ve karşılaştırmalı hukuktaki örnekler de dikkate alınarak zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkili olarak kabul edilmiştir. Bu anlamda dava sebebi olan haksız fiil halinde dahi HMK’nin 16. maddesi gereğince birden fazla mahkemenin yetkili kılınarak davacıya bir seçimlik hak tanımmış olması gözönüne alındığında bu maddenin amacına aykırı bir yorumla HMK 7/I. maddesi gereğince haksız fiilin vuku bulduğu yerin tüm davalılar için kesin yetkili mahkeme olarak kabul edilmesi mümkün değildir.

Bu anlamda dava sebebi olan haksız fiil halinde dahi HMK’nin 16. maddesi gereğince birden fazla mahkemenin yetkili kılınarak davacıya bir seçimlik hak tanımmış olması gözönüne alındığında bu maddenin amacına aykırı bir yorumla HMK 7/I. maddesi gereğince haksız fiilin vuku bulduğu yerin tüm davalılar için kesin yetkili mahkeme olarak kabul edilmesi ve HMK’nin 6. maddesinde düzenlenen genel yetkili mahkeme yetkisinin kaldırdığı şeklindeki bir yoruma katılmak mümkün değildir.

Bir dava için birden fazla ( genel ve özel ) yetkili mahkeme varsa, davacı, bu mahkemelerden birinde dava açmak hususunda bir seçimlik hakka sahiptir. Davacı, davasının bu genel ve özel yetkili mahkemelerden hiç birisinde açmaz ve yetkisiz bir mahkeme de açar ise, o zaman seçme hakkı davalılara geçer.

Somut olayda, işleten, sürücü ve trafik sigortacısına yöneltilen davada, dava 6100 sayılı HMK’nin 16. maddesinde belirtilen zarar gören davacı M….’ın yerleşim yerinin bağlı olduğu adli yargı yerinde açılmış olması bakımından yetki itirazının reddiyle işin esasına girilerek tarafların iddia, savunma ve delilleri toplanarak varılacak sonucu göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde yetkisizlik kararı verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ:
 Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı M.. Ö.. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 13.02.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

TRAFİK KAZASI NEDENİYLE MADDİ TAZMİNAT DAVASINDA YETKİYARGITAY 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/1447
KARAR NO : 2013/165
KARAR TARİHİ:15.01.2013

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı mahkemenin yetkisizliğine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

Davacı vekili; davalıya trafik sigortalı aracın müvekkilinin sevk ve idaresindeki motosiklete çarpması sonucu müvekkilinin yaralandığını ve sakat kaldığını belirterek, fazlaya ilişkin talep hakları saklı kalmak kaydıyla, 250,00 TL maddi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı davaya cevap vermemiştir.

Mahkemece, HMK.’nun 15/2. maddesi gereğince, can sigortalarında sigorta ettirenin, sigortalının veya lehtarın yerleşim yeri mahkemesinin kesin yetkili olduğu gerekçesiyle, mahkemenin yetkisizliğine ve dosyanın Akhisar Sulh Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmiş, hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 110. maddesinde “Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentanın bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi, kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabileceği”,
Dava tarihinde yürürlükte bulunan mülga 1086 Sayılı HUMK 187/2.maddesinde yetkisizlik itirazının ilk itirazlardan olduğu,
Yasanın 188.maddesinde de ilk itirazların davanın bidayetinde esasa girişilmezden önce hep birlikte dermeyan edilmediği takdirde bir daha dinlenmeyeceği öngörülmüştür.
Somut uyuşmazlıkta, davalının ZMSS sigortacısı olduğu aracın çarpması sonucu yaralanan davacı tarafından açılan maddi tazminat davasında dava dilekçesinin tebliği üzerine davalı yetki itirazında bulunmamıştır.
Bu halde mahkemece yargılamaya devamla toplanacak delillere göre hüküm kurulması gerekirken davanın hukuki nitelendirilmesinde yanılgıya düşülerek uyuşmazlıkta uygulanma imkanı bulunmayan 6100 Sayılı HMK 15/2 maddesinin uygulanması sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, karar düzeltme yolu açık olmak üzere 15.01.2013 günü oybirliğiyle karar verildi.

T.C.
YARGITAY
Onyedinci Hukuk Dairesi
ESAS NO.2013/13651
KARAR NO.2013/12913
KARAR TARİHİ. 26.09.2013


>TRAFİK KAZASI NEDENİYLE MADDİ TAZMİNAT–YETKİLİ MAHKEME–KESİN YETKİ KURALI–SEÇİMLİK HAKI

6100 H.M.K -Madde 6
6100 H.M.K-Madde 7
6100 H.M.K-Madde 16
2918 KARAYOLLARI TRAFİK KANUNU (1)(2) Madde 110

ÖZET: Davalı sayısı birden fazla ise, dava bunlardan birisinin ikametgahı mahkemesinde açılabileceği gibi haksız fiilin vuku bulduğu, zararın meydana geldiği, zararın meydana gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir. Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, ihtiyari ve zorunlu sorumluluk sigortası yapan şirketler aleyhine de işleten ve sürücü ile birlikte açılması halinde, davalılardan birinin ikametgahı mahkemesinde açılabileceği gibi, kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir. KTK’da kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de dava açılabileceği kuralı kesin yetki kuralı olmayıp, davacıya tanınan bir seçimlik haktır. HMK’nın haksız fiillerde yetkiyi düzenleyen hükümlerinde kesin yetki söz konusu değildir.
İşleten ve sürücüye yöneltilen davada, zarar gören davacının yerleşim yerinde davanın açılmış olması nedeniyle yetki itirazı reddedilmeli, işin esasına girilerek bir karar verilmelidir.

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın yetkisizlik nedeniyle usulden reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ve davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
Davacı vekili, davacının işleteni olduğu araca davalıların işleten ve sürücüsü olduğu aracın çarpması sonucu hasarlanmasına neden olduğunu belirterek, fazlaya dair haklarını saklı tutarak 29.126,00.-TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tahsilini talep etmiştir.
Davalı Hüsniye ve Cihan vekili, yetkili mahkemenin davalıların yerleşim yeri olan Salihli Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; haksız fiilin gerçekleştiği yer olan kaza yeri mahkemesinin tüm davalılar bakımından ortak yetkili yer olduğu, HMK’nın 7/1. maddesinde de ortak yetkili mahkemenin bulunması halinde davanın burada görülmesi gerektiği, kesin yetki kuralı olup resen dikkate alınması gerektiği gerekçesi ile davanın yetkisizlik nedeniyle usulden reddine karar verilmiş;hüküm, davacı vekili ve davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.

1- Dava trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
1086 sayılı HUMK’nın 9. maddesinin 2. fıkrası; “Davalı birden fazla ise, dava bunlardan birisinin ikametgahı mahkemesinde açılır. Şu kadar ki, kanunda dava sebebine göre, davalıların tamamı hakkında ortak yetkiyi taşıyan bir mahkeme kabul edilmiş ise, davaya o mahkemede bakılır. Ancak davanın sırf davalılardan birini kendi mahkemesinden başka bir mahkemeye getirmek amacıyla açıldığı belirtilir veya başka delillerle anlaşılırsa mahkeme onun hakkındaki davayı ayırarak yetkisizlik kararı verir” hükmünü içermektedir (6100 sayılı HMK m. 6/ 7). Yine aynı Yasa’nın 21. maddesinde ise “Haksız bir fiilden mütevellit dava o fiilin vuku bulduğu mahal mahkemesinde ikame olunabilir” hükmü yer almaktadır (HMK m. 16). Diğer taraftan, 2918 sayılı KTK’nın “Hukuki Sorumluluk ve Sigorta” başlıklı sekizinci kısmının beşinci bölümünde “Ortak Hükümler” ana başlığı altında “Yetkili Mahkeme”alt başlıklı 110. maddesinde ise; “Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi,kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir” ifadesine yer verilmiştir.

Bilindiği gibi ilke olarak bir davada, davalı sayısı birden fazla ise, dava bunlardan birisinin ikametgahı mahkemesinde açılabileceği gibi (HMK m. 7/1;HUMK’nın m. 9/II.c.l), aynı Kanun’un 16. maddesi uyarınca haksız fiilin vuku bulduğu, zararın meydana geldiği, zararın meydana gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir. Bunların yanında ve öncelikle 2918 sayılı KTK’nın 110. maddesi uyarınca, motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, ihtiyari ve zorunlu sorumluluk sigortası yapan şirketler aleyhine de işleten ve sürücü ile birlikte açılması halinde hem bu kanun hemde HUMK’nın 9. maddesi (HMK m. 6) uyarınca bu davalılardan birinin ikametgahı mahkemesinde de açılabilir. KTK’nın 110. madde son cümlesinde yer alan kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de, dava açılabileceği kuralı kesin yetki kuralı olmayıp, davacıya tanınan bir seçimlik haktır. HMK’nin haksız fiillerde yetkiyi düzenleyen 16. maddesinde de esasen HMK’nin 7/1-2. cümlesindeki düzenleme anlamında kesin yetki sözko- nusu değildir. Adalet Komisyonu Gerekçesinde “haksız fiilden doğan davalarda uygulamada ve doktrinde oluşan görüşler dikkate alınarak haksız fiilin işlendiği yer dışında zararın meydana geldiği yer, gelme ihtimalinin bulunduğu yer ve karşılaştırmalı hukuktaki örnekler de dikkate alınarak zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkili olarak kabul edilmiş”tir. Görüldüğü üzere Yasa koyucunun maddenin düzenlenmesinde ortaya koyduğu gerekçeden de bu durum anlaşılmaktadır.

Bu anlamda dava sebebi olan haksız fiil halinde dahi HMK’nin 16. maddesi gereğince birden fazla mahkemenin yetkili kılınarak davacıya bir seçimlik hak tanınmış olması gözönüne alındığında bu maddenin amacına aykırı bir yorumla HMK 7/1. maddesi gereğince haksız fiilin vuku bulduğu yerin tüm davalılar için kesin yetkili mahkeme olarak kabul edilmesi ve HMK’nin 6. maddesinde düzenlenen genel yetkili mahkeme yetkisinin kaldırdığı şeklindeki bir yoruma katılmak mümkün değildir.

Somut olayda, işleten ve sürücüye yöneltilen davada, dava 6100 sayılı HMK’nin 16. maddesinde belirtilen zarar gören davacı Salih’in yerleşim yerinde açılmış olması bakımından yetki itirazının reddiyle işin esasına girilerek tarafların iddia, savunma ve delilleri toplanarak varılacak sonucu göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde yetkisizlik kararı verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.

2- Davalılar Hüsniye ve Cihan vekilinin yetkisizlik kararına karşı temyiz itirazlarının ise yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle reddine karar verilmiştir.

SONUÇ: Yukarıda (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılar Hüsniye ve Cihan vekilinin temyiz itirazlarının reddine, (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı Salih vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (BOZULMASINA) ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılara geri verilmesine 26.09.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi. 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir